13 Aralık 2008 Cumartesi

Bakmak mı? o da ne...

Bebeğime bakmak...bakabilmek nasıl birşey sizce...?! hayatımın son 10 ayında en güzel günlerimin yanında kendimi unutmuş olarak yaşamakmı bakabilmek...bunalmak hayatının en güzel günlerini yaşarken bunalmak nasıl bişey?! sevgili kızıma yemek yedirmekten sevmeye sıra gelmemesi nasıl bişey!? evet kafam karmakarışık ve yorgunum hem de çok...bebekleri iştahlı olan anneler neden yorulurlar anlamakta güçlük çekiyorum...ne güzel ne rahatlar...ya ben...ya ben evet kendime acıyorum hemde çok...yemek konusunun bu kadar önemli olduğunu hiç düşünmemiştim oysa. çok zor...çok ama çok emek harcayıp bebeğinizin kilo almaması da cabası...türlü çeşitli aklınıza bile gelmeyecek zenginlikte mama uydurup kızıma sevdirmeye bir yemek kaşığı da olsa yesin diye başında saatlerce oturup sonra kızımla karşılıklı ağlaşmalarla biten mama saatlerimizden bize o yüce sevgimize zaman kalmaması çok zor dostlarım çok zor..her yeni günde geçicek diyorum evet geçicek benim bebeğimde yemeğini yiyecek...ama yemiyor işte yemiyor...böbrek taşımızın neden olduğu ve sık sık tekrarlayan enfeksiyonumuz iştahımızı kesiyor içimiz almıyor yemiyoruz...derdim kilo alması da değil aslında sadece gerekli olan vitaminlerini alması tek dileğim başka bir isteğim yok...bebeğime adadığım kendime ait herşeyden vazgeçtiğim ömrümün bu en güzel en mükemmel anlarında bebeğime yemek ye diyerek işkence yapmakta ömrümden yıllarımı çaldı yok oldu sanki...evet kolayca zayıfladım neden mi? bebeğimden artakalan zamanlarda yemek yemekten daha önemli işlerim oldu hep...ve bebeği aç kalmışken bir anne yemek yermi yiyebilirmi? ... dertlenesim geldi sanırım...
biraz önce kızıma omletli güzel bir kahvaltı hazırladım ve cebimde bir sürü güzel şarkım...başladık sölemeye beraber...ilk kaşık...üstümüze savruldu...sonra ikinci kaşık suratımıza yapıştı...üçüncü kaşık hiç olmadan ağlaşmaya başladık...ve biz kahvaltımızı etmiş kabul edip kalktık soframızdan...işte böyle her gün böyle...

tabi ki bu sözlerim bir dertlenmedir ancak her zamanki gibi çok şükür halimize...bebeğim cılız olmasına karşın çok şükür ki gelişimimiz hep önceden gidiyor...hamd olsun bebeğim yakında yürüycek ve bacağıma yapışcak Anneeeee bana mama ver diye...buna yürekten inanıyorummm şükrediyorum...evet bebeğime Maşallah Maşallah Maşallah hamd olsun Rabbime...


24 Kasım 2008 Pazartesi

Mutluluk sarhoşu !?

Bilmem nedendir melonkolik oldum bu aralar. kimi zaman kalabalıklarda kayboluyorum sanki. ben miyim bu aynadaki yansıma...bu yorgun surat bana mı ait!? ya ben yaaa o sarhoş kız nerelerde şimdi...içimde çoğalmayı bekleyen bir sürü soru işareti, kafamda sırasını bekleyen kimbilir kaçıncı cevap...hayatımın bir değerlendirmesi mi acep,30 yılı verdiğim ömrüme inat...geçmişime dair hesaplaşmalar neden bu aralar çok arttı dersiniz...ahh ben neden yaptım der gibi bakan yalan bakışlarım neden benden bu kadar uzaklar şimdi... yavruma ayırdığım ömrümün bu zamanlarında yoksa kendimle çok mu başbaşa kalmışlıklarım var...yoksa 31. yaşlarımmı bunu bana yapıyor...hüzün değil yaşadığım oysa ömürmün en güzel muhteşem duygularını ilklerini yaşadığım Hayatımın en büyük hediyesine kavuştuğum anlarımdayım bu yaşımda... en güzel duygulara kavuştuğum yıl bugün...sevgimin düğününü yaşadım bu yılımda...hayatımın anlamına kavuştum bu yaşımda...sevginin ne kadar zahmetli ne kadar nadide bir şey olduğu yeniden anlayarak...anneliğin nedenli kutsal olduğunu paha biçilmaz yudum yudum tadına doyum olmayan yanına ancak hissederek yeniiii kavuştum ben bu yaşımda bu yılımda...evet yaşlanıyorum harbiden :))) burukluk da var mutlulukta kanımda...en önemlisi canım kanım cananım herşeyim Yüce Allahımın Büyük lütfu güzel yavrum Ayşenazım var kollarımda...hamd olsun şükür olsun...


Rabbim hepimize hayırlı yıllar nasip eylesin....selametle...

7 Ekim 2008 Salı

Halasının güzel prensesi Zeynebim Hoşgeldin...



Güzel prensesim Zeynebim...dünyamıza hoşgeldin canım yavrum...Uğur getirdin sevinç getirdin yuvamıza...Tatlı yavrucak halasııı seni de çok seviyor hem de çok...ne şeker tatlı şeysin sen yaaa.... can da cansın sen de aynen halasının kuzusu Mehmedim ve kızım Ayşenazım gibi...Biriciğim güzel yavrum bahtında senin gibi güzel olsun...Allahım tüm yavrucuklarımıza hayırlı sağlıklı mutlu ömürler versin İnşallah...

İlk Bayramımız...






Can kızımızla geçen ilk bayramımızdı...belki de uzun zamandır içimizde ilk defa bayram heyecanı yaşadık...kızımız için bayram alışverişleri, bayram sabahının o tatlı telaşları,bayramlaşmalar...o gün kızımızı ''' bugün bayrammmmm erken kalkın çocuklar giyinelim en güzel giysileri...''''diyerek uyandırdık... sonra güzel bir bayram kahvaltısı...bayram kahvaltıları her zaman cok özel olmuştur bizim için...bu bayram kahvaltımıza balımız tatlımız kaymağımız Kızımız'da eklenince bayram sevincimiz katlanarak çoğaldı...kızımızda bizde ki bu ayrı sevinci anladıkça o da ayrı bir şenlendi sanki.Kızım doğduktan sonraki öncelikli merakım kızım için tüm bebek mağazalarını dolaşarak ona en cicileri almak kısacası ortalığı talan etmek olmuş olsada bayramda nasıl bişiy almam konusunda bir türlü karar veremedim...daha doğrusu çok özel olmalıydı.bende ilk bayramımızda beyaz giysiler giydirmeye karar verdim...hemencecik kızımızın bayramlıklarını giydirerek süsledik ve sonra anneanne ile dedemizin ellerini öpüp hayır dualarını almak bayramlarını kutlamak üzere yol aldık tabi...Güzel sakin ve pırıltılı bir Bayram geçirdik ailemiz ile beraber...Allahım hepimize tüm sevdiklerimizle nice nice nice mutlu bayramlar nasip eylesin İnşallah...
Geçmişte de kalsa Bayramınız kutlu olsun...hep mutlu kalmak...en küçük şeylerle mutluluğu tadabilmek ve hep birlikte olmak dileğiyle....sevgiyle...

4 Eylül 2008 Perşembe

Kızım ve oğluşum Yağız Efe'm ile Mutlu bir gün :)))

Gören Maşallah desin bakimmm... :)))

Yavrucuklar meraklı etrafı izlerken biz anne olmanın keyfini çıkardık... Benim ayşe kuşum buldu yakışıklı oğluşu bırakırmı elini :)))
Tatlı kuzularımız ve biz taze anneler...
Güzel anne gökcüm ve bebişler Ben ve canım yakışıklı oğluşum Efe

Canım dostum güzel arkadaşım Gökcüm ve yakışıklı oğluşu Efecimin bize geldiği gün çok mutlubir gündü...
canım benim hoşgeldiniz iyi ki geldiniz...çabucak yine gelin biz sizi çok özlüyoruz...Uzaklarda olmasan her gün koklardım oğluşumu :( neden sanki yakınlarda oturmuyoruz...bu sevimli yavrucukları beraber büyütürdük yaaa...ne güzel olurdu...
gelişinizle bizi çok mutlu ettiniz...bu güzel buluşmalarımız hep olsun...
İyi ki varsın benim canım dostum...

25 Ağustos 2008 Pazartesi

Mama Savaşları :(



İştahsız bebekleri olan anneler beni çok daha iyi anlarlar sanırım...Yavrum doğduğundan beri hep bir savaş haline geldi beslenmelerimiz...öyle ki önceleri emzirmekle ardından biberon mamasını kaşıkla döke saça yedirmekle geçti 3 ayımız... 4.aydan itibarende ek olarak verdiğimiz kaşık maması, yoğurt, sebze çorbası ve meyve püreleri ile yeni bir debelenme başladı kızımla aramızda... her yeni günde hevesle güzel kızıma çeşitlendirmeye çalışarak hazırladığım mamalardan seçmeler sundum yavruma...ama gün geçtikçe yavrum daha da bir kaçar oldu mamalarımdan. 4. ve 5. aylarda süre gelen mama savaşlarımızda kendi mamasını yememesi bir tarafa biz sofraya oturduğumuzda bizim loklamalarımızı sayar gibi ağzını yalamaları bize bizim yemeklerimizden yese iştahlı yicek dedirti ve bizde azimle 6. ayımızı biraz daha şenlikli yiyeceklerle bebeğimizi besleyebileceğimiz düşüncesiyle sevindirmişti...Şimdilerde 6 ay 5 günlük olduk son 3 gündür enfes kahvaltımız çeşitlendirilmiş yemeklerimiz var...ama olmuyor yemiyor bebeğim...o yemedikçe benim boğazıma oturuyor her almadığı lokma içim acıyor...

mama saatlerimizi iple çekiyorum ki değişik tatlarda hazırlamaya çalıştığım mamalara tepkisi ne olacak yavrumun diye...değişik tabaklar ve kaşıklar eşliğinde tüm oyuncaklarımızı yakınımıza alarak sunuyorum mamamızı...sonra başlıyorum neşeli bir şarkı yada davranışa...hadi bebeğimmm....bebeğimin mamasıda gelmiş....annesi de pek te güzel yapmış....ooohhh ohh pekte tatlıymış...yesin de büyüsün benim bebeğim.... sesleriyle önce önlüğümüz takılıor....önlük takılır (takmamayı da denedim ama nafile)takılmaz anlıyor bizim ki ve savaşa gardını alıyor daha başlamadan...önce dudaklarına değdiriyorum bakıyorum tepkisine ....haaa şimdi yicek benim kuzum diyorum içimden...ama nafile 3. kaşıkta yine aynı tepki ağzını kilitliyor... içim acıyor o dakika... başlıyorum yine neşeli sevgili şarkılarımıza hadi bebeğim çokta güzel olmuş bak diyerek yeniden bir hamle yoookkk açmıyor ağzını bebeğim...bir anne olarak acıkmış ama ağzını açmayan bir bebeğe ne yapılır? ne yapmalı sizce....napim yemiyor diyerek gerimi çekilmeliyim yoksa savaşımıza devam etmeliyim...sonra onu oyalayacak türlü oyuncaklar, telefonlarş televizyon ve aklınıza gelecek herhangi bişiy giriyor devreye...dikkatini dağıtmalı ve yedirmeliyim... oysaaa yemediği için zaten coktan kaybetmişim....tekrar başa dönüp yeniden bir iki kaşık daha derken yaklaşık bir saat sonunda döke saça üstümüz başımız batmış halde tam banyoluk oluyoruz ve mamanın çoğunu bitiriyoruz...evet bitiyor ama ne yarar ki..zorla yenen aş ya karın ağrıtırmış ya baş...önceleri annem bile dur bakim sen bi çekil ben yediririm bak diyordu sabırla ve deneyimle benden daha başarılı yediriyordu...ama yeni silahlarla başarıyor bunu... o da şimdilerde benim gibi yorgun savaşçı artık....

ne bileyim özene özene mutlulukla sunuyorum yavruma mamalarımızı...ama ilk başta beni yeniyor yavrucak ama sonunda ben kazanıyorum ama içimde yorgunluk üzüntü ve stresle...diyorlarki bebeğine belli etme sen strese giriyorsun o da senden etkileniyor....yaw ne alakaaaaaaaaaaaaaaa............sadece ben değil ki mamayı kim yedirirse yedirsin aynı savaşta buluyor kendini... görenler bilir belki de mama yedirenler içindeki en sabırlı benim en sakini de benim ama mama bittiği anda içimde savaşın sıkıntıları kalıyor tabi.

düşünün bir kere bir anne bebeği için neler yapmaz neler yapamaz...bebeği iştahlı olan anneler ben çok zorlanıyorum demesin sakın...işiniz sadece emzirmek onu eğlendirmek ve temizlemek...

inanın bana iştahsız bebeğe yemek beğendirmek için çabalar bir yana onunla yedirmeye yönelik savaşlar bir yana dursun bir de bebeğiniz kilo almaması içini yakıyor... ben kendi adıma demeliyimki bir annenin harcayabileceği emekten çok daha fazlasını harcıyorum harcarımda yavruma... ama yoruluyorum bazen biriyle dertleşmek istiyorum küttt öyle bir laf geliyor ki şaşıyorum.! diyecek söyleyecek çok lafım olsada dökemiyorum bir türlü içimdekileri...beni ancak iştahsız ve ağzını kitleyen bebek anneleri anlarlar...

Allahım hepimize yardım eylesin bebeklerimizi bize bağışlasın İnşallah...ben anneliği çok sevdim yavrumla gururluyum ama yememesi beni çok üzüyor...Güzel bebeğim üzme anneni...ye yemeğini sen kazan bu savaşı canım yavrum...

Bu söylemlerime rağmen her günüme hamd ederim...Allahım sağlıktan ayırmasın...

16 Ağustos 2008 Cumartesi

Biz Ata'mızı ziyaret ettik :)))






Ayşenazımızın hasretine daha fazla dayanamayıp evimize gelen babaannemiz, yengemiz ve amcamız ile birlikte Anıtkabire Ata'mızı ziyarete gittik...Güzel bebeğimin bu ilk ziyareti oldukça keyifli geçti. Bol bol fotoğraf çektik... Kızım anlamışcasına öyle akıllı uslu bir şekilde detaylara kadar inceledi tarihimizin görkemli sahnelerini...haftaiçi olmasına rağmen oldukça kalabalıktı ve ziyaret eden her bir kişide öylesine güzel bir heyecan vardı ki tarif edemem...

Uzun bir zamandır görmemiştim yeni eklenen mekanlar çok hoşuma gitti ve Türk olmaktan bir kez daha gurur duyduk...

O Muhteşem ortamdan ayrılmak kolay olmadığından tabi kızımın karnı açıktı ve hemen bir yer arayışına girdik... Müze bölümünde bulunan bir bayan görevli hoşgörü ve mutlulukla bizi kendi dinlenme odasına götürdü ve karnımızı oracıkta doyuruverdik...tabi görevli ablamız kızımızı sevmekten kızımda kendini sevdirmekten büyük keyif aldılar...karnımızı doyduktan sonra gezimize kaldığımız yerden devam ettik... Anne olduktan sonra insanımızın ne kadar yardımsever olduğunu bir kez daha anladım ki bu Anıtkabir ziyaretimizde iyice ortaya çıktı...tüm görevliler ziyaretçiler bebeğimizin arabasının taşınmasından bebeğimizle ilgilenmelere resimlerimizi çekmelere kadar bazı şeylerde yardımcı olmaya o kadar heveslilerdi ki...bu yardımlaşma zor durumda kalırsak hiç tanımadığımız insanların bize seve seve yardım edeceklerini bilmek çok hoş bir duygu...herkese çok teşekkürler...

Yavru kuşum Ata'mızı ziyaretimizde çok mutlu hevesli ve özel bir mekana geldiğimizin farkında olarak gezdi sanki... Henüz konuşamıyor olsada eminim iyi ki Türküm diyerek gururlanmıştır yavrum...

İyi ki Türk Doğmuşuz...Bununla gururluyuz...

3 Ağustos 2008 Pazar

Uyansammı uyanmasamı ???



Yaklaşık 1 haftadır kendi odasında yatıyor yavrum...bebeğimizin artık büyüdüğüne kanaat getirip odasına geçirdik çok zor olsada mecburduk artık buna çünkü yanımızdaki beşik hem küçük geliyordu 1 aydır hemde gelişimi için bu gerekliydi...1 aydır aman bugün kalsın aman yanımda kalsın diyerek zamanı hep ileriye atmış olsamda sonunda ayırdık odaları...ama bebfon şartıyla...ya yan odadan gelen mırın mırın sesleri duyamazsam ya yavrum beni görmezse ya çok ağlarsa ana yüreği işte böle bişiymiş...

Sabahın ilk ışıklarında bana gülücükler atan bir güzellik...uyansammı yok uyanmayayım ya belki geri uyur...içerden sesi geliyor ama dur bakalım uyuycakmı geri... bu düşüncelerim sadece 1 sn sürüyor ve hoppp kızımın yanındayım...o güzelliği görmek için iyiki uyanmışım...

Önce birbirimize gülerek cilveleşiyoruz ana kız...sonra kişisel temizlik el yüz yıkanması ve sonrasında emme safhası geliyor tabi...sonrasında oyuncaklarımızın yanında gidiyoruz oynuyoruz kucaklaşıyoruz biraz emekleme çalışmaları biraz oturma egzersizleri derken zaman hızla geçiyor
bakyorum gözler kaymaya başlamış ama direniyor bizimki yok uykum yok işte be kadın der gibi bakıyor uykuyu konduramıyor gözlerine...biraz daha oynamalar ve işte yine emme zamanı derken uyuyakalıyor yavrucum...öyle uyku dersem uzun uzadıya değil ha 25 bilemedin 35 dk gündüz uykularımız.


Güzel kızım uyuduğu anda ne yapacağımı şaşırıyorum...
kahvaltımı yapmalıyım evi toparlamalıyım çok az zamanım var...çıt çıkarmamalıyım bunları yaparken ama nasıl olacak derken acelesinden bişeyler yiyip başlıyorum toparlanmaya...tam bir işe başlıycam uyanıveriyor afacan kızım...evet yine burdayım yap bakalım iş nasıl yapcaksın der gibi...gerçi o nesne ile aramız iyi olsada emme işi zor geliyor bazen istemiyor olsakta emme olayına girişiyorum hemencecik ki belki geri uyur diyorum kendi kendime... o da ne bir çift göz fıldır fıldır bakıyor bana...oh be kadın senin derdin hep beni uyutmak...uyumıycam işte uyumıycam diyor gülücükleri sarıyor her yanı...evet yine geliyor oyun zamanı demekki... gülüşmeler konuşmalar bakım işleri hallolduktan sonra aklıma yarım yamalak yapabildiğim ama sonlandıramadığım yğınla bekleyen işler geliyor aklıma. kızımla kalmalıyım ama diğer sorumluluklarıma da yetişebilmeliyim...1 aydır keşfettiğimiz oyuncak askılığımız hani şu adını bilmediğim oyuncak yetişiyor imdadıma...yatıyoruz oyuncaklar arasına veee oyuna daldığı anda başlıyor bende çalışma...o da ne? öksürüyor bizim ki ilgi çekme numarası bu yada aaaaaaaaa guguuuuuuuuuu gibisinden sesler yükselmeye başlıyor yanlız bırakmalarımda...hemencecik ilk görevimin en sevdiğim görevimin başındayım...


yazıyı burada kesmeliyim çünkü kuzucuk uyandı yine gelcez bissss :)))

Güzel Papatyam Ayşenazım :)))


O benim papatyam tek kelime ile... Papatya bana göre gülden manolyadan orkideden aklınıza gelebilecek her güzel çiçekten daha nadide daha güzeldir... papatya ulaşılmazdır benim için, bunu eşim bile bilmez, bilseydi özel günlerde gül yerine mis gibi papatyalardan uzatırdı ellerime. papatya dediyse bahar papatyası ( burda eşime gönderme yapıorum:) )
Ayşenazım da işte o kokusuna hasret kaldığım güzeller güzeli papatyam benim.Allahım bana özenerek göndermiş yavrucuğumu hamd olsun...o benim hayatımın hediyesi...
Hamileyken hiç düşünmemiştim sanırım belkide çok az düşünmüş olmalıyım kızım nasıl biri olacak kime benziycek kaşı gözü ağzı burnu nasıl olacak diye...aklımın ucundan bile geçmezdi karnımdaki miniğimin sarışın ve mavi gözlü olacağını... Bebeğimin sağlıklı olmasından başka bişey istememiştim istememde. Ancak ilk günlerden beri görenlerin ilk sözü yok göz rengi kesin değişir..ooo sarışında kalmaz bu bak gör...deyişleri hep yankılansa da olsun ya nolacak değişse ne olacak sağlıklı olsunda ne önemi var bunların...ki sanki inat eder gibi kızım ısrarlı sarışın kalmakta...Yaradanım ne istediyse o olmuştur yeterki sağlıklı olsun bebeğim...
haaaa bu arada bebeği olanlar bilir her kafadan bir ses çıkar hem de bitmez bu sözler hiç...
kızım daha yeni gelmiş dünyaya gözlerini yeni açmış ufağım ..... ayyy suratı asık bunun....bak bak nasılda kaşlarını çatmış...yok yoookkk bu sinirli biraz sanki bak görüyormusun emmiyor bile seni...amaninnnn yok ya bu kız çok zayıfff..... aaaaaa boynu kısamı acaba bunun annesi gibi... aynı erkek gibi bakıyor...

bu sözlerle annelik duygusunu yeni yeni keşfetmeye çalışan beni ama sadece beni sinirlendirdiğiniz doğrudur...bu şekermi şeker tatlı tatlı gülücük saçan bebeciğin hakkında ki bu söylemler nedendir....altında başka nedenler aramaktayımmm...

yaniiiiiiiii pesssssssss pessssssss pesssssssss.....
birrrrrr yavrucuğum dünyada gördüğüm en güler yüzlü bebek...

ikiiiiiiiii yavrucum dünyaya geldiği andan itibaren seveni sevmeyeni ayırt edebilecek kadar zeki bir bebek...

üçççççç daha dünyaya geleli üç gün olmuş sinirlenmek nedir bilirmi acep....

dörttttttt uzaktan sevmelerle yavruma yanaşmadan senin içindeki o garip duyguyu hissediyorsa tabi kaşlarını çatar bu bebek....

beşşş bakışlarının hesabını sana mı vercek....

Rabbimin yarattığı tüm bebekler çok güzeldir özeldir...hepsi de bir melektir tertemizdir...
benim yavrum da öyle...hem öyle güler yüzlü öyle şeker bir bebekki... tanımadan yorum yapanlara duyurulur...Nazar etme nolur...
Allahım nazarlardan esirgesin...

30 Temmuz 2008 Çarşamba

...Güzeller Güzeli Yavrum...


Anne / Baba Olarak;
Bu yüce varlığa kavuşmamıza izin veren Yaradan’a hep şükredeceğimize; O’nu bildiğimiz ve elde edebildiğimiz en iyi olanaklarla yetiştireceğimize; ruhunu güzelliklerle süslemesine, bedeninin kıymetini bilmesine yardımcı olacağımıza; sevmeyi, ve sevgiyi öğreteceğimize; O’nu sayacağımıza ve O’na saygıyı anlatacağımıza mutlu anında da kederli anında da daima O’nun yanında olacağımıza, ancak “Emek Verdim” diyerek haksız beklentiler içine girmeyeceğimize; O’nun varlığı için ve hayat arkadaşlığı için, hep yanımızda olan eşimize beslediğimiz sevgi, saygı ve güveni her gün tazeleyeceğimize; gözümüzün nuru, evimizin neşesi, hayatımızın anlamı olan “Bebeğimizi” kendi arzularını gerçekleştirmesi yönünde destekleyeceğimize; ama kendi arzularımızı O’nda yaşatmaya çalışmayacağımıza, kendi çıkarlarından önce toplumsal değerleri ön planda tutmasını O’na öğreteceğimize, Anneliğin / Babalığın içimizde yeşerttiği, zenginlikleri, isteyen herkesle mutluluk duyarak paylaşacağımıza; ve O’nu yazıyla, kışıyla, gündüzüyle, gecesiyle, bütün varlılığımızla daima sevip koruyacağımıza söz veririz…


ALINTIDIR

Halasının kuzusu bitanem...



Canım kuzum...sen halasının bitanesisin...
o çok şeker çok akıllı çok ballı kaymaklı bir bebek... ister istemez bebekliğine rağmen şimdiden iki küçük hanfendinin abisi oldu bile :) o abi olmanın keyfini de yaşıycak bir zaman gelince...ayşenazım la arası cok iyi aslında...evde kendinden küçük bir varlığın varlığı onu biraz endişelendirse de çok seviyor kızımı...tabi herkesin ortasında seviyor görünmeyi yakıştırmıyor da kendine benim yakışıklı kuzum...
yavru kuşum sen benim sen benim ailemin ilk göz bebeğimizsin... varlığın evimize neşe huzur kattı...iyi ki doğdun halasının bitanesi...
ev içinde pıtı pıtı gezişlerin, dur durak bilmez merakın ve tatlı konuşların hepimizin hayatına ayrı ayrı nefes kattı yavrucuğum...
Bahtında senin gibi güzel olsun benim canım kuzum...
bu sayfalarda senden de güzel kardeşinde bahsedeceğim nasip olursa...canım yavrum halasııı seni cok seviyorrr :)))

29 Temmuz 2008 Salı

Birlikte Büyümek...



Canım yavrum...
20 şubat 2008 ikimizinde doğum günü...kucağıma verilen ufacıksın sen...ben şimdi annemiyim...
oysa anne olmak ulaşılmaz bişiydi sanki...ya da bilinmeyene bir yolculuk...
20 02 2008...işte bu güzel minik yavru senin!?... Allahım nasıl bir duygu bu...kollarımın arasında öylece bana bakan bir çift güzel göz...annem sen miydim aylarca içimde taşıdığım...minik tekmelerine hasret bakakaldığım...
Kollarımın arasındaki güzellik ben seni tutmaya bile kıyamıyorum ya incitirsem seni! ya yanlış bişiy yaparsam bilmiyorumki annelik nasıl bişiy? öğrenmeliyim bu sanatı ama nasıl derken... seninle büyümeliyim yavrum seninle acıkmalı seninle doymalıyım...seninle gülmeli seninle ağlamalıyım kuzucuk...klasikleşen şekliyle ateşin çıksa geceleri başında beklemeliyim... seni hayata en güzel haliyle inançla sevgiyle güzellikle büyütebilmeliyim... daha işin çok başındayız papatyam...daha seninle büyümeliyim... evet ben de bir anneyim...

28 Temmuz 2008 Pazartesi

Büyümeye ilk adımlar...













can kuşum...
20 şubatta dünyaya birlikte doğduk sanki...seninle nefes almaya seninle büyümeye başladım.yani bende henüz 5 aylığım :)
Sen beni ben seni tanımaya çalışırken günler geçmiş gitmiş bebeğim...sen ne zaman büyüdün yavrucum.!?
Hastanede emmiyorsun eve geldik yine emmiyorsun aslında haklısın süt yok yada çok az bebeğim... Mamamı? mamamı vercez şimdi...oysa hamileyken hiç düşünmemiştim böyle olacağını.! uğraşıyorum ki sütüm artsın sağıyorum pompayla, yediklerimin hesabı yok...hahhh en sonunda oldu galiba derken Allahım ne olur yavrumun rızkını ver dualarıyla sütüm gelmiş ve kızımla mücadelemizi kazanmıştık...
daha bir ayımız dolmadan çalan bir telefon ... topuk kanınızın yenilenmesi lazım gelebilirmisiniz? neden ama neden? derken öğreniyoruz ki bir değer yüksek çıkmış emin olmak gerekiyormuş...bebeğimin can yakan ağlamaları ardından yeniden topuk kanı alındı...ve sonuç geçmek bilmeyen kabusa dönen 10 koca gün...Çok şükürler olsun ki sonuç negatif... ilk başlarda yedirdiğimiz mamanın etkisi ile yanlış sonuç vermiş meğersem bizim test...

sonunda geçti gitti zaman dün gibi...şimdi kocaman kız oldun sen annem...

Babamızdan...














Sevgili bebişim ve bebeşimin anneciği,
Bal kaymak kızım için hazırlanmaya niyetlendiğimiz bu sayfaya inşallah mutlu ve güzel günlerin anılarından dem vuracağımız cümleleri kuracağız.Gönül hanemizin ve mutlu ev ocağımız kıymetli sahibi ve neşesi güzel Nazlı Ece'min bize hoş sadalarla gelişinin neredeyse 5. ayı.özlemle gelişinde günler geçmedi ve şimdiyse senli mutlu günler bir anda sanki 5. ayı doldurdu.Biz bu senli günlerde sayende hayata yeniden dolduk.Sen yeyinde doyduk,huzurla gülence bizde huzur bulduk ve tatlı rüyalara dalınca dalabildik uykulara.Ağlayınca sıkıntılar bastı,ağrıyınca miden ağrılar sarmalardı heryeri...Ne muteber kişisin her nevi diyarda ki, geldin pir oldun her iki dünyamızda gülücüklü mavişim.İtiraf etmek gerekirse sanki şimdiye kadarki tüm yaşam senin için yapılmış hazırlıklardan ibaretmiş gibi gelir şimdi hayat. ve sonrasıda öyle olacak sanki.Canım kızım, canda has parçam,canım, cancağızım biz seni seni hayır dualarda sessiz ninniler beleyerek bekledik seni annenle.Şükür kapısını aralayarak geldin ya ne mutla bize.Gülücükşü maviş kızım geldiğin bu dünya sana mutlulular, güzellikler sunar.Seni çok seviyoruz mis pare kızım, Ayşem....Sen bizim maviş Prensesimizsin

Artık ben bir anneyim...


Hamileliğimin başından beri çok istesemde
bebeğim 5 aylık olmuşken kısmet oldu yazmak ve paylaşmak...
eski ye, hamileliğime ve anneliğimin 5 aylığına dair yazışlarım ve paylaşımlarımla geleceğim...ha birde günlüğümüz olacak kızımla ayşenazımla...
paylaşımlarımda bizimle olmanız dileğiyle...