30 Mart 2013 Cumartesi

Geldi geldi Yazasım geldi...



Uzun zamandır zaman bulabilsem de yazmak gelmedi içimden...ne yazacaktım ki...koşturmalarımı mı yeni bir yere adapte olamayışımı mı...şimdi değişen pek bişey olmasada içimdekileri söyleyesim var...kimseyle olmasa da en azından buraya kendi kendime mırındanasım var...
Diyorlar napıosun? koşturuyorum zaman nasıl geçiyor anlamıyorum diyorum...niye ki? diye yeni bir soru geliyor...niye acaba!?... 2 bebem var da ondan... yedir içir yatır kaldır derdini anla sıkıntılarını giderebilirsen gider...eee evin işi gücü de bitmez...bu normal standartlarda yorar insanı...
Bir de bilmediğin bir yerde herşeyden uzak bir tepe başındaysan market bile lüksün haline geliyorsa düşün zorluğu....
Bir doktora gitmek için bile valiz hazırlayıp  saatlik yola gidiyorsan hele ki tersten gidiyorsan...
Ev ortamı da gayet ilginç...kaldığımız yer 1935 yapımı İngiliz mühendislerden kalma bir yer...bahçemizde var olan bir çok koca çam ağacının kökleri nedeniyle kaymakta olan ve sürekli duvarı çatı çatlayan bir ev...çatlaklarımız baya çoğaldı...evin yerleri ise emeklemeye çalışan bir bebe için hiç uygun değil...havası 2 alarjen bebeye hiç uygun değil...ve sürekli çalıştırmak zorunda olduğum klimamız sürekli üflüyor bebelere...
herkes 5 yaşına gelmiş ve belkide seneye ilkokula başlayacak olan yavrusuna en iyi hazırlığı yapsın diye en iyi okullara gönderirken ben güzel kızımı burda buluna bir devlet okulunun 4 yaş sınıfına sırf insan yüzü görsün de sıkılmasın diye yarım gün gönderiyorum...hatta yıllarca gitmiycem okula diyen o ağlak kızım sabahları o kıytırık okula gidebilmek için erkenden mutlu mutlu kalkıyor arkadaşlarım var diyor sevinçle sırf boyama yapacak olduğunu bile bile...burada yaş sınırı hala eski...burada olursak anaokuluna başlatacaklar Türkiyedeki yaşıtları okuma-yazma öğrenirken...
gel gelelim özlemlere....çok ama çok özledim yurdumu...söylene söylene gittiğim iş yerimi bile...anamı babamı tüm sevdiklerimi beni aramayan şimdiden unutmuş arkadaşlarımı dostlarımı bile özledim...hiç aramasanız da beni anlamasanız da sizleri çok özledim...bu bir sitem değil...uzaktan bakıyorum ya şimdi sessiz ve sedasız izliyorum insan manzaralarını...buralada insan daha bir farkına varıyor gerçeklerin....biliyorum sınav bu benim için...Allahım bundan geriye koymasın ama zorlanıyorum burada hem de çok...
Babamızın evimize geliyor olması bizi için o kadar mutluluk nedeni oluyor ki sormayın...
O aşık olduğum deniz var ya deniz o ayağımızın dibinde ama onun bile önemi yok burada....yüzmek girmek bile istemiyorum...
Anacığımı çok özledim babamı da...gidemiyorum....gelemiyorlar da...kendimi eli kolu bağlı hissediyorum...
Anlayan olurmu bu karmaşık laflarımı bilmem...belki durumuma zorlandığıma sevinen bile olur ki Allahım ıslah etsin...
Buranın en güzel yanı...komşuluk...komşularımla birbirimize dayandık...destek oluyoruz birbirimize...eşlerin eve gelişlerini beklerken çay kahve muhabbetleri ile oyalıyoruz kendimizi...misafircilik oynuyoruz sonra dalıyoruz eskilerimize herke anlatıyor bişiyler zaman akıp uçuyor...tek bebe sesleri benimkilerden geliyor...bu sesler herkese neşe dağıtıyor içine bürünmüş Karadağda ....
Eşimle daha bir anlar olduk birbirimizi esasen bize çok iyi gelidi burası aman Maşallah diyeyim de...başbaşa olabildiğimiz de Ali Ayşeyi Seviyor u izlemek ve çekirdek çitlemek en büyük keyfimiz...
Bahçemiz var...bir sürü kedimiz ve kediden bile korkan bir de köpeğimiz...ha kedilerden biride hamile...ben anlarım diye sürekli bana sırnaşıyor yemek ver diye aşeriyor ya...
Ne bileyim yahu...karıştı yine kafam gece 3.5  olmuş çenem düşmüş resmen...
biraz dertlenme gibi olsa de Çok Şükür her halimize...Özlem var ya özlem o yoruyor aslında....çok özledim anacımı babacımı kardeşlerimi herkesi...
Allahım bugünlerimiz aratmasın,sevdiklerimize sağlık versin başımızdan eksik etmesin ve hepimizi sevdiklerimize kavuştursun sağlıkla İnşallah...Hayırlısıyla sağlıkla mutlulukla huzurla bir arada olabilmek dileğiyle....Amin...

Buranın ünlü sözünü söyleyeyim mi...
BURASI KARADAĞ BURDAN ÇIKIŞ YOK.....