17 Mayıs 2011 Salı

Babasından Kuzusuna

Bu canda hatırın var diye özlem çeşmelerini sonunca açmanın ne gereği var…. Bu canda fısıltılarına gizlenmiş göz pınarının bahar çoşkunluğuna eş yaşların var diye uzak mekanlardan gelemeyişimi neden sözlerde kulaklarıma zikredersin, ne zamansızdı şimdi bu sözlerin…

Ben boyun borcu hükümlerin hesabına düşmüşken bir güllük koku mesafelerinde azap hasretlerini çevre çevre görmelerdeyken, bilirsin ki bende canının hatırı benden aşkınca çoktur ve geçen her günle geçen mevsimler adedince katlanmaktadır…
Yol oldum, yolcu oldum ayakların gittiği izlerin peşinde, can oldum yağmurlara, yoldaş oldum esen rüzgârın esişine de katlanır, sabır gösterilir sandım özlemlerine. Dedim bazı yaşlara boğulmuş sesimle, sızdı benden de demedi sesim yüz resmime astığım özlemin çoktan fazladır, kum tanelerine sayıca rastlaşmaktadır da…


Canım, kuzum, Misk-i Amber kokulum duydum ki dünya hastalıkları ilişmiştir bedenine, ilişmiştir de bakan gözle bilemedim, sevmekliğim, sevmişliğim can harem ilişip de hekim ellerine ilişemedim, iliştiremedim seni…


Hep durmalı diye şükrün kapısında duysamda sesini başkalıklar, öksürükler salmış sesini, Mevla’dan şifalar canına yoldaşlara razılık diledim…


Bu yarınların yakın olma umudu olmasa boyun borcu fermanlarını dinlemeyeceğim, dinlemeyeceğim emir kiplerine mahkum oluşu.Şifanın kıyısında gezindiğini, can yoldaşlarının merhametinin enginliğini bilmesem hesapsız koşacağım gölgelerine.


Hamd olsun gördüğün yaşam günlerinin gereklerinden, işin doğası gereğindendir, gelip geçici halin bir resmidir duydum yoldaşlarının sesinden de metanetlerine düştüm, şükrettim, Hamd ettim Mevla’ya…



Belki yarın, belki yakın birkaç yarının sonrasında şiir olur sesin, pürüzsüzlüğün dalgalarında oynaşır mavi denizlerin koynunda…


Belki yarın boyna fermanlar bitince yanı başında olurum, gün görür özlemleri tatlı tebessümlerde yad ederiz…


Ben seni bir ömür özlemişim Kuzu tanesi, ben senin var oluş müjdeni duyduğumda sevinçten yaşlarına düşmüşümde, nimet diye bunu bildim binlercesinin içinde, hayırlını dudak arasında fısıldadım, dualar ekledim üstü üstüne…


Şunun şurasında yeni dolunay oluncaya dek vakit kaldı… Yeni dolunay gelirken el ele tutuşmuş geleceğim ay dedeyle… Yeni dolunay gelince pamuk prensesin, ay ninenin masallarını ve onların bir avuç dolusu kahramanlığını getirip kucak sıcaklığında iliştireceğim ellerine…


Ellerinde ellerimin sıcaklığı, baba hasretliğini sayılı gün adedince yaz sıcaklığında bahar ferahlığınca serinleteceğim, serinleyeceğim Baba kuzunu, anne can kuşusu…


Sen bildiğin şarkılarını yineleye dur bebişim, sen anlatacaklarını unutma hiç ve başka başkalarını ekleyip arttır sözlerini, dinleyeceğim hepsini bir bir …


Kimselere de söyleme gizli yerimizi, kimselere de gösterme saklandığımız köşeleri… Kimselere de anlatma hangi masal kahramanısın masalımızda, kimim ben deme ay dedeyle seninle gezinirken deniz kıyısındaki mavi bahçelerde, hangi hayvanlar emrindedir, hangi saraylarda hükmün geçer söyleme, bilmesinler sırrımızı…Kuzum sırlarımız bizim oynadığımız köşeler, sırlarımız saklanmalarda avuttuğumuz türkülerimiz, sırlarımız sallarken seni uykulara e ninniler bilmesin kimseler, duymasın Naz’lı bebişim….
Ben fermanlara konu hasretlerde biriktiriyorum türkülerimi türlü türlü, seviyorum tepeleri sarmış kuzuları, oynuyorum kardan amcalarla senin yerine anlatmak, söylemek için….


İnşallah sen birkaç şeker daha yutunca, birkaç pekmez suyu içince geçecek hastalığın canım… Ben kuşlarla geleceğim sana ve can yoldaşı canıma…


Canım, cananım yeni ay doğduğunda türkülerle, masallarla geleceğim…


Geleceğim özlemi bende, çokça özlediklerim..

5 Mayıs 2011 Perşembe

Güzel Annem...Nice Mutlu Yıllara...

Canım Annem...Güzel Annem...

İyi ki doğdun...iyi ki benim annem oldun...iyi ki kuzumun anneannesi oldun...

Bana ve kızıma sunduğun sıcacık sevginin emeğinin güzel yüreğinin hakkı ödenmez...

Allahım hayırlı sağlıklı huzurlu mutlu uzun ömürler nasip etsin İnşallah...

Dünyalar güzeli canım annem...

İnşallah hep birlikte nice sağlıklı huzurlu mutlu yıllar olsun...

sen hep mutlu ol İnşallah...

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Hayat bazen...

Biliyorum ne zaman iç sıkıcı yazsam hoşuna gitmiyor bazılarının...hayatı pembeden kafadan rahat yaşayanların bloglarında görüyorum ki herşey güllük gülistanlık...ne ala...ne hoş...diyorlar ki bebeğimin sayfasında olumsuz bişiy olmasın...olmasın elbet hiç olmasın...

Biz de de şükür ki büyük bir sıkıntı yok...madem ki burası kuzumun sayfası...o zaman yaşadığı hüzünleri baba ayrılığını da yazmalıyım...hayat değilmi alıştırmaya büyütmeye çalıştığımız...

hayatı hep güzel olsun hep mutlu olsun ama hayatın prenseslere sunulan saraylarda geçmediğini de bilsin öğrensin...el bebek güle bebek kıyamazken yavrularımıza en ufak bir sıkıntıda hayata küsen çöken bir bireyde olmasın yavru kuşum...güçlü olsun...bilsin ki prenses değil o...dünya ise saray hiç değil...anne olarak isteğim bahtının güzel olması bütün duam bununla...gel görki tahtını ben yapamazsam...yapamam da...her dileği yerine gelen bir sultan olmadığında ne olacak...


yaşadığı hüzün baba ayrılığı şimdilerde...çok şükür ki babamız sağlıklı...arada geliyor da...ama 3 yaşındaki çocuğun buna gönül razılığı göstermesini bekleyemiyorum...ara ara çoşuyor ağlıyor kapanıyor odasına...sonra geliyor sarılıyor bana..."Anne babamı çok seviyorum ben...neden gelmiyor...ben onu çok özledim" dediğinde düğümleniyor boğazıma bişeyler...kalakalıyorum ağlaşıyoruz kuzumla...silkenip diyorum ki noluyor...çok şükür iyi...bu kısa bir ayrılık sadece...desem de ayrılık zor iş...zor iş...zor...babasıyla telefonda konuşurken ağlıyor da gözlerinde pırıltı oluyor ya bitiyorum işte...


Allahım kimseleri ayırmasın...Allah kavuştursun herkesi sevdiğine...

veee tatlı kızımla tüm çocuklara güzel ömürler yazsın iyiler ile karşılaştırsın İnşallah...

Tüm yavruların dünyası Saray olsun..


napim ya...ben böyleyim...hayatımıza dair sadece mutluluk paylaşamıyorum...